Ceza Hukuku
İnsanlık tarihinde insanın gelişimine paralel olarak akıl yordamı ile gelişmiş, evrimleşmiş ve tarih boyunca farklı şekillerde ortaya çıkmış olan savunma olgusu, doğuştan tüm canlılarda mevcut bir
duygu, ihtiyaç ve doğal bir tepkidir. Bütün çağdaş toplumlarda anayasal bir hak olarak korunma altına alınmış olan savunma hakkı, şüpheli ve sanığın diğer bütün haklarını bir alt başlık olarak bünyesindebarındıran en önemli haktır.
Bununla birlikte, geçirdiği tarihsel evrim içerisinde en çok tartışılan ceza muhakemesi kurumu şüphesiz ki bireysel ve toplumsal boyutları ile “savunma” olmuştur. Genel olarak şüpheli ve sanığın kendini savunması ile gerçekleşen ve bireysel olarak somutlaşan savunma; toplumsal ya da teknik anlamda yansımasını ise müdafilik kurumunda bulmuştur. Çünkü bütün bu diğer haklar sonuçta şüpheli ve sanığın kendisini gereğince savunabilmesini gerçekleştirmeye yönelik vasıtalardır.
Bir hukuk devleti olabilmenin yolu, öncelikle adil yargılamadan geçmektedir. Pek çok uluslararası ve bölgesel anlaşmalarda korunmuş olan adil yargılanma hakkı, mutlak bir haktır ve herkese karşı ileri sürülebilir. Bu hak özetle bireyin şüphelisi veya sanığı olduğu ceza muhakemesinin bağımsız ve tarafsız mahkemelerce makul bir süre içerisinde yapıldığı, silahların eşitliği ilkesi altında iddia ve savunmanın görev yaptığı ve tanıkların baskı altına alınmadığı bir yargılama sürecini güvence altına alır. Bununla birlikte, unutmamak gerekir ki, içeriği en kötü düzenlenmiş kanun kendisini en iyi uygulayanların elinde en iyi düzenlenmiş kanun olurken, içeriği en iyi düzenlenmiş kanun kendisini kötü uygulayanların elinde en kötü kanun olabilmektedir.
Ceza yargılamaları, neticesi hapis cezası ile cezalandırılma sonucunu doğurabileceğinden dikkatli takip edilmesi gereken süreçlerdir. Suçun ortaya çıkarılmasında adli makamlar araştırmalarını
talebe bağlı olmaksızın yaparlar. Bu ise müşteki, şüpheli veya sanığın süreçte etkin olmasına engel bir durum değildir. Milan Hukuk ve Danışmanlık ceza avukatları bu süreçte müvekkilin lehine olabilecek hususlarda soruşturma ve kovuşturmalara etkin olarak dâhil olmaktadırlar. Zira şüpheli veya sanığın cezalandırılmasında haksız tahrik, meşru müdafaa, suçun manevi unsuru (kast, taksir), maddi unsuru, kastın yoğunluğu, takdiri indirim nedenleri, etkin pişmanlık, cezanın alt ve üst unsurları dikkate alınan hususlardır.
İlk derece mahkemesinde sanığın cezalandırılmasından sonra ise gerekli itiraz ve temyizlerin yapılması hayati bir konudur. Bu aşamada sürelerin kaçırılması halinde sanık hakkında ceza kesinleşir ve cezanın infazına başlanır. Bir başka hayati konu ise Yargıtay incelemesi için gönderilen temyiz dilekçeleridir. Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca “Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.” demektedir. Bu nedenle temyiz dilekçesinde herhangi birhususun unutulması Yargıtay incelemesinde o hususun dikkate alınmamasına ve belki de sanık hakkında verilen mahkûmiyet kararının bozulacak iken onanması sonucunu doğuracaktır.
Milan Hukuk Ceza Avukatları, suça ilişkin olarak müvekkillerin bilgi verdiği andan itibaren kararın infaz aşamasına kadar çok titiz ve dikkatli bir çalışma ile müvekkillerini temsil etmektedirler.
Yerli ve yabancı gerçek ve tüzel kişilerin karşılaşmış oldukları ceza hukuku sürecinde Milan Hukuk Bürosu, ceza hukuku alanında uzmanlaşmış, tecrübeli avukatları ile akademisyenlerle olan
işbirliği sayesinde müvekkillerine hızlı, başarılı ve etkin bir hizmet sağlamaktadır.
Milan Hukuk ve Danışmanlık ayrıca; Yabancı şahısların Türkiye’de işlemiş oldukları suçlara ilişkin ceza davalarının tüm aşamalarda takibi ve sonuçlandırılması, Cumhuriyet Başsavcılıklarına
verilecek şikâyet dilekçesi ve yapılacak suç duyurusu dilekçelerinin hazırlanması, Cumhuriyet Başsavcılığı, Emniyet ve diğer kolluk birimlerinde ifade alınması sırasında müdafi sıfatı ile hazır
bulunulması, Cumhuriyet Savcılığı tarafından verilen takipsizlik ve kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararlara vekâleten itiraz edilmesi, Mahkemelerce verilen sanığın tutuklama kararlarına
vekâleten itiraz edilmesi, Sanık müdafi ve müşteki vekili olarak Ceza Mahkemelerinde ve Sulh Ceza Hâkimliklerinde müvekkillerin temsili, Sanık müdafi ve müşteki vekili olarak Ağır Ceza Mahkemeleri, Asliye Ceza Mahkemeleri ve Sulh Ceza Hâkimliklerince verilen kararların temyiz edilmesi, Cezaevinde tutuklu ve hükümlü ziyaretlerinin gerçekleştirilmesi, Ceza süreçlerine ilişkin olarak yukarıda sayılan hizmetlerin yanı sıra; Yabancı şahısların Türkiye’de işlemiş oldukları suçlara ilişkin ceza davalarının tüm aşamalarda takibi ve sonuçlandırılması hususlarında destek olmaktadır.
Yurtdışında suç işlemiş olan T.C. vatandaşlarının, suçluların iadesi kapsamında Türkiye’ye nakil ve iadesi işlemlerinin yasal takibi, Uluslararası örgütlü suçlara ilişkin ceza davaların tüm
aşamalardaki takibi, Özellikle; Organize suçlar, Mali suçlar, Cinsel Suçlar, Kaçakçılık ve Uyuşturucu madde suçları kapsamına giren ceza davalarının tüm aşamalarda ki takibi ve sürecin en yararlı şekilde yürütülmesi gibi konularda kapsamlı hukuki destek sağlanmaktadır.